MALVARLIĞINA KARŞI İŞLENEN SUÇLARDA (YAĞMA, HIRSIZLIK v.s ) ETKİN PİŞMANLIK UYGULAMALARI
- ogunalkan71
- 9 Eki 2023
- 5 dakikada okunur
Türk Ceza Kanunu 168. Maddesinde ;
''(1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflas, taksirli iflas (...) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.
(2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.
(3) Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın, birinci fıkraya giren hallerde yarısına, ikinci fıkraya giren hallerde üçte birine kadarı indirilir.
(4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.
(5) (Ek fıkra: 02.07.2012 - 6352 S.K/Madde 84) Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz. '' diyerek mal varlığına karşı işlenen bazı suçlarda etkin pişmanlık hükümlerini düzenlemiştir. Kanun sistematiğinden zarar ne kadar çabuk giderilirse indirimin o kadar çok olacağı net bir biçimde anlaşılmaktadır.
Etkin pişmanlık ancak suçun tamamlanmasından sonra hüküm kuruluncaya kadar faydalanılabilecek bir kurumdur.
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2011/23129 E-2013/6616 K sayılı kararında ;
“..Katılan şirket vekilinin hüküm tarihinden sonra 02.02.2010 hakim havaleli dilekçe ile sanığın zararın tamamını hüküm tarihinden önce 03,02,2009 tarihinde ödediğinden dolayı şikayetimizden vazgeçiyoruz şeklindeki beyanı karşısında sanık hakkında etkin pişmanlık nedeniyle TCK’nın 168. Maddesinin uygulanmasında zorunluluk bulunması…” şeklinde karar vererek hüküm tarihinden önce zararı gideren sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanması gerektiğini belirtmiştir.
Etkin pişmanlıktan faydalanmak isteyen sanık zararı kendi hür iradesiyle gidermelidir. Sanıktan zararın cebri icra yoluyla tahsil edilmesi , zararın 3. Kişiler tarafından sanığın haberi olmaksızın giderilmesi , failin kaçarken maddeyi atması gibi durumlarda etkin pişmanlık uygulanmaz.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2008/11-127 E., 2008/147 K. Numaralı ilamında ;
“ 5237 sayılı TCK nın 168 inci maddesi 765 sayılı yasanın 523 üncü maddesinden farklı olarak pişmanlıktan kaynaklanan iade ya da tazmini esas aldığından tazminatın cebri icra yoluyla gerçekleştirilmesi, zararın failin rızası hilafına ya da ondan habersiz olarak üçüncü kişilerce giderilmesi, failin yakalanmamak için kaçarken atması sonucu eşyanın ele geçirilmesi, arama neticesinde saklanan şeyin bulunması gibi hallerde 765 sayılı yasanın 523 üncü maddesinin uygulama alanı olabilecekken bu duruda failin gerçek bir pişmanlığından söz edilemeyeceğinden 5237 sayılı yasanın 168 inci maddesi uyarınca uygulama yapılamayacaktır” şeklinde karar vererek zararın sanığın hür iradesi ile giderilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Zarar, sanık tarafından kısmen giderilmişse sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için mağdurun rızası şarttır. Bu husus 168. Maddenin 4. Fıkrasında açıkça düzenlenmiştir.
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/15573 Esas - 2023/46 Karar sayılı ilamında ;
''Sanığın mağdura ait akülerden birini çatıdan aşağı atması sebebiyle kırılan akünün hasarlı bir biçimde mağdura iade edildiği, hasarlı iadenin zararın tazminine yönelik kısmi bir iade niteliği taşıdığı, bu nedenle mağdurdan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 168 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca sanık hakkında kısmi iade nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına muvafakatinin bulunup bulunmadığı sorularak sonucuna göre 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 168 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca etkin pişmanlık indirimi yapılması gerektiğinin gözetilmemesinde hukuka aykırılık bulunmuştur. '' şeklinde karar vermiştir.
Konuya İlişkin Çeşitli Yargıtay Kararları
Yargıtay 2.Ceza Dairesi 29.01.2013 tarih, 2012/11847 E.- 2013/1419 K. Sayılı ilamında etkin pişmanlığın kabulü durumunun sanığın suçu kabulü anlamına gelmediğini belirtmiştir ;
“…Suç tamamlandıktan sonra failin pişman olması durumunda suç sonunda elde edilen eşyanın iade edilerek veya tazmin suretiyle mağdurun zararının giderilmesi halinde şahsi bir hal olan etkin pişmanlıktan söz edilecektir. Anılan koşul yerine getirilirken duyulan pişmanlığın mutlaka sözle ifadesi zorunluluğu bulunmayıp söz ve/veya davranışlar yoluyla ifade edilmesi olayın özelliğine göre olanaklı olabilecektir. İade veya tazmin hususunun gerçekleşmesi fail tarafından suçun kabul edildiği anlamına da gelmez, yeter ki failin iadeyi serbest iradesiyle gerçekleştirdiği sabit olsun…”
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 12.04.2011 tarih, 2011/11-45 E.- 2011/44 K. sayılı ilamında etkin pişmanlığın uygulanması için asıl zararın giderilmesinin yeterli olduğunu uğranılan munzam zararın da giderilmesine gerek olmadığını belirtmiştir ;
“…Sanığın, katılan Akbank T.A.Ş'nin Rumeli Şubesinden aldığı 27.000 Lirayı soruşturma başladıktan sonra fakat henüz kovuşturma aşamasına geçilmeden 16.1.2006 tarihinde katılan bankaya tamamen ödediği görülmektedir.5237 Sayılı TCK’nin 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için uğranılan zararın tazmini yeterli olup ayrıca munzam zarar niteliğindeki faizin de ödenmesi koşul değildir. Bu nedenle, katılan banka zararını soruşturma aşamasında tamamen gideren sanık hakkında TCK’nin 168/1. maddesi uyarınca indirim yapılması gerekirken, yerel mahkemece aynı maddenin kovuşturma başladıktan sonra ve hüküm verilmezden önce etkin pişmanlığı düzenleyen 2. fıkrası uyarınca indirim yapılması suretiyle sanığa fazla ceza tayin edilmesinde ve bu hükmün ONANMASINA karar veren Özel Daire kararında isabet bulunmamaktadır…”

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/14174 Esas - 2022/10396 Karar sayılı ilamında kısmı giderim halinde mağdurun rızasının aranması gerektiğine işaret etmiştir ;
'' Mağdurun 04.10.2011 tarihli duruşmada alınan ifadesinde, “ iş yerinden 2 adet kamera 1 adet laptopun çalındığını, daha sonra laptopun polisler tarafından kendisine iade edildiğine”, sanığın ise kovuşturma aşamasında ifadelerinde, “laptopu polise teslim etmesini kardeşine söylediğini, kardeşinin de teslim ettiğine” ilişkin beyanları dikkate alındığında, sözkonusu iadenin ne zaman ve ne şekilde gerçekleştiğinin araştırılması, iadenin sanık tarafından yapılmış olduğunun tespiti halinde mağdura gerçekleşen kısmi iade nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızası olup olmadığı sorularak sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinde tanımlanan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşullarının karar yerinde tartışılması gerektiğinin düşünülmemesi, ''
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/27014 Esas -2022/7218 Karar sayılı ilamı ;
''Tüm dosya kapsamına göre, mağdurun kapıları açık bir şekilde sokak üzerine park ettiği aracının yanına gelen sanığın, aracın ön koltuğu üzerinde duran mağdura ait sigara paketi ve telefonu çaldığı, aracının yanına geri dönen mağdurun durumu fark edip, hemen yakında bulunan karakola şikayet için gittiği, kısa bir süre sonra olay yerine polisler ile geri dönen mağdurun aracının yanında duran sanığı gördüğü, sanığın çaldığı sigara paketi ve telefonu mağdura iade etmek suretiyle etkin pişmanlık gösterdiğinin anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin tamamlandığı ve hakkında TCK'nın 168/1. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeyerek, sanığın gönüllü vazgeçmesi nedeniyle suçun tamamlanmadığına ilişkin hatalı gerekçe ile sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi suretiyle yasaya aykırı davranılması, '' şeklinde karar vererek eylem tamamlandığı için gönüllü vazgeçmenin değil etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirtmiştir.
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 21.01.2008, 20277/186 sayılı ilamı ;
“….27.10.2005 tarihli yakalama ve teslim tutanakları içeriği ile yakınanın duruşmadaki anlatımına göre yakınan İsmail Ö.’dan yağmalanan suça konu cep telefonunun sanık Yiğithan A. tarafından kendiliğinden kolluğa teslim edildiği, yağmalanan paranın ise suç tarihinden iki gün sonra adı geçen sanığın babası tarafından yakınana geri verildiğinin anlaşılması karşısında, adı geçen sanık hakkında 5237 sayılı TCY.nın 168/3. maddesiyle uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi…”
Yargıtay 1.Ceza Dairesi 20.01.2011 tarih 465/19 sayılı ilamı ;
“…Yağma suçu nedeniyle zararın soruşturma aşamasında diğer sanık Osman’ın ailesi tarafından karşılandığının anlaşılması karşısında, sanık Bilal hakkında da TCK. 168/3 madde gereğince 1/2 oranında indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde indirim yapılarak fazla ceza tayini..”
Ceza Hukuku çok geniş ve kapsamlı bir alan olup her somut olay kendi içinde değerlendirilmelidir. Alkan Hukuk Bürosu olarak Ceza Hukuku alanında da hizmet vermekteyiz. Ceza Hukuku ile ilgili sorunlarınız için alanında uzman Alkan Hukuk Bürosu avukatları ile iletişime geçebilirsiniz.
Comentarios