İŞ KAZASININ TESPİTİ - SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNA OLAYIN BİLDİRİLMEMESİ - BEKLETİCİ MESELE
- ogunalkan71
- 10 Nis 2023
- 5 dakikada okunur
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2013/5626 Esas - 2013/15674 Karar sayılı ilamında ;
''Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, 34.050,00 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.09.2013 Çarşamba günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat Sabahnur geldi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, iş kazası iddiasına dayalı, davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkeme, davacı yanın davasının kısmen kabulüne, 30.300,00 TL maddi tazminatın 1.000,00 TL'sinin olay tarihi olan 30/11/2004 tarihinden itibaren 29.300,00 TL'sinin ise ıslah tarihi olan 19/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3.750,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 30/11/2004 tarihinde itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, karar vermiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir.
5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde İş kazasının 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde iş kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabileceği bildirilmiştir.
Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; iş kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği, 19 ncu maddesinde iş kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir.
Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir.
Yapılacak iş; davacıya iş kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca iş kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacıya Kuruma müracaat ederek sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi giderek iş kazası sigorta kolundan sürekli iş göremezlik geliri bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, davalı yararına takdir edilen 990.00 TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 11.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. '' şeklinde karar vererek Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmeyen ve iş kazası olduğu iddia edilen olayın bildirilerek Kurumun kararına göre ne yapılması gerektiğini belirtmiştir.

Yargıtay 21. HD 2016/790 Esas - 2016/990 Karar sayılı ilamında ise ;
''Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan ... (...) İnşaat Hafriyat Elekt.Petrol Tur. San.Tic.Ltd.Şti ve ... Taahhüt Ve Tic. A.Ş. vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava 10.03.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı vekili ile bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu kazanın... Kurumu’na bildirilmekle birlikte, davacının sürekli iş göremezlik oranının belirlenmediği görülmektedir. Sigortalıda belirlenecek sürekli iş göremezlik oranının, manevi tazminatın miktarını doğrudan etkilediği ise söz götürmez. Diğer bir deyişle, hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte kazanma güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin saptanması gerektiği açık-seçiktir. 5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde İş kazasının 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde iş kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabileceği bildirilmiştir.
Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; iş kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği, 19 ncu maddesinde iş kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir.
Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın... Kurumuna bildirilmekle birlikte Kurumun iş kazası olarak değerlendirip değerlendirmediği anlaşılmamaktadır. Kurumca zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf... Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir.
Yapılacak iş;... Kurumu’na işverence yapılan kaza bildiriminin sonucu araştırılarak, olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde... Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için, olayın Kurumca iş kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacıya Kuruma müracaat ederek sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi için önel vermek, iş kazası tespit davası açılması durumunda, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ve araştırma suretiyle yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre temyiz eden davacı ve davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 02.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. '' şeklinde karar vererek kuruma başvurulmuş ancak kurumun olayı iş kazası olarak değerlendirip değerlendirmediği net olarak anlaşılamamışsa ne yapılması gerektiği düzenlenmiştir.
İş kazası ve diğer hukuki uyuşmazlıklarda her somut durum farklılık arz edebilir. Bu metin sadece bilgilendirme amaçlıdır. Alkan Hukuk Bürosu olarak, Kırıkkale ve diğer tüm illerde iş ve işveren uyuşmazlıkları konusunda hukuki hizmet vermekteyiz. En doğru sonuç için avukatınıza danışmanız tavsiye olunur. Av. Ogün ALKAN - Av. Şevval ALKAN
Comments